29 Mayıs 2025

Yargı paketinde üst mahkemeye erişimdeki enflasyon engeli kaldırılıyor…

Parasal sınırların/tutarların tespitinde, davayı açtığımız tarihteki tutarlar mı yoksa mahkemenin karar verdiği yıldaki parasal tutarlar mı dikkate alınacak?

Herkesçe 10’uncu Yargı Paketi olarak bilinen Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi  29 Mayıs günü TBMM’ye sunuldu. 30 maddeden oluşan bu Teklif ile alakalı duyumlar kamuoyunda bolca kendine yer buldu.

Ancak bu Paket’in içinde vergi yargılamasını da ilgilendiren çok önemli bir düzenleme bulunmaktadır.

Şöyle ki istinaf kanun yolunu kullanmada 2024 yılı için dava konusu tutarın 31 bin TL’yi aşması şart iken 2025 yılı için 44 bin TL’yi aşması gerekmektedir. Ya da temyiz yolunu kullanmada 2024 yılı için dava konusu tutarın 920 bin TL’yi aşması şart iken 2025 yılı için 1 milyon 324 bin TL’yi aşması gerekmektedir.  

Ancak sorun şu; bu parasal sınırların/tutarların tespitinde, davayı açtığımız tarihteki tutarlar mı yoksa mahkemenin karar verdiği yıldaki parasal tutarlar mı dikkate alınacak?

Örneğin 2024 Ağustos ayında 40 bin TL’lik bir vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edilmiş olsun ve bunu da vergi mahkemesinde dava konusu yaptığımızı varsayalım. Olur da aleyhte karar çıkarsa dava konusu tutar (40 bin TL) 2024 yılında istinaf kanun yolunu kullanma sınırı olan 31 bin TL’yi aştığından istinafa gidilebilir ancak vergi mahkemesi, kararını 2025 yılı içinde örneğin 29 Mayıs 2025’te verirse bu kez 2024 yılı için istinaf kanun yolunu kullanma sınırı olan 31 bin TL değil, 2025 yılı sınırı olan 44 bin TL uygulanacak. Daha basit bir ifadeyle 2024 yılındaki parasal tutara göre istinafa gidebiliyoruz ama 2025 yılı parasal tutarına göre gidemiyoruz.

Bu sorunu gören Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2.Vergi Dava Dairesi konuyu somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesine taşımıştı. İstinafa ilişkin bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi 21 Aralık 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararla dokuz ay sonra yürürlüğe girecek şekilde iptal etmişti.

Ayrıca Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi, temyiz yoluna gitmedeki parasal sınırlar için yani İYUK m.46/1. fıkrasının (b) bendinde temyize başvuruyu parasal tutarla sınırlayan hükmün Anayasa’nın 2., 10., 13., 36. ve 37. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuş, Mahkeme de ibarenin Anayasa’nın 13 ve 36. maddelerine aykırı olduğuna 13 Ekim 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararla  dokuz ay sonra yürürlüğe girmek üzere iptal etmişti.

Bu konuda çok önemli bir değişime imza attıkları için Mahkeme Başkanı ve üyelerine şükranlarımı sunuyorum.

Ancak İptal edilen hüküm aynen yine getirildi

Davanın açıldığı tarihteki parasal sınırlar değil de kararın verildiği tarihteki parasal sınırların Anayasanın muhtelif hükümlerine aykırı olduğu yukarıdaki Anayasa Mahkemesi kararlarında da net şekilde izah edildi.

Ben dahil herkes yeni bir düzenleme beklerken 2 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7524 sayılı Kanun m.54 ile İYUK Ek m.1’de değişiklik yapılarak 2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe girmek üzere aynı düzenleme tekrardan getirildi. 

AYM bunu da iptal etti

Tekrardan gelen bu düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu hususunda yine hemfikirdik ancak Adalet Bakanlığı maalesef bu konuda farklı düşünüyordu. Hatta bu konunun İstanbul 3. Vergi Mahkemesince Anayasa Mahkemesi’ne taşınacağı hususu bilinmekteydi.

Bu defa İstanbul 13.İdare Mahkemesi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7524 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesiyle değiştirilen ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır.” bölümünün Anayasa’nın 2 ve 36’ncı maddelerine aykırılığı ileri sürülerek somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesine götürdü.

Anayasa Mahkemesi 6 Mart 2025 tarihli Resmi Gazete’de yer alan 11.02.2025 tarih ve  E.2025/39, K.2025/35 sayılı karar ile dokuz ay sonra yani 6 Aralık 2025’te yürürlüğe girmek üzere oybirliğiyle iptal etti.

Ve bu kez doğru hamle yapıldı

Kanun Teklifinin 7’nci maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun ek 1’inci maddesinin ikinci fıkrası "17 nci madde uyarınca duruşma yapılmasının zorunlu olduğu davalar ile 45'inci ve 46'ncı maddeler uyarınca istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde davanın açıldığı tarihteki parasal sınır esas alınır." şeklinde değiştirilmesi teklif edildi.

Bu düzenlemeye ilişkin Teklifin gerekçesinde ise “Bu iptal kararı, 6/3/2025 tarihli ve 32833 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi söz konusu kararında, kanun yoluna başvuru açısından parasal değer (kesinlik sınırı) güncellenirken, dava konusu mal ya da alacağın değerinin güncellenmemesi nedeniyle enflasyondan dolayı oluşan külfetin tamamının davanın taraflarına yükletilmekte olduğu ve tarafların kanun yoluna başvuramamaları nedeniyle katlanacakları külfet ile yargılamanın en az maliyetle ve en kısa zamanda sonuçlandırılması yönündeki kamusal yarar arasındaki dengenin taraflar aleyhine bozulduğu, kişilere aşırı bir külfet yükleyen düzenlemenin hükmün denetlenmesini talep etme hakkına orantısız ve ölçüsüz bir sınırlama getirdiği sonucuna ulaşmıştır.

Anayasa Mahkemesinin gerekçeleri doğrultusunda maddenin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, idari yargıda istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde davanın açıldığı tarihteki parasal sınırların esas alınacağına ilişkin düzenleme yapılmaktadır. Belirtmek gerekir ki, miktar artırımı yapılan uyuşmazlıklarda da kanun yollarına başvurulabilecek kararların belirlenmesinde davanın açıldığı tarihteki parasal sınırların esas alınacağı hususunda kuşku bulunmamaktadır. Fıkrada yapılan değişiklikle birlikte uygulama kabiliyeti kalmayan son cümleye yer verilmemiştir” şeklinde yazmaktadır.

Ezcümle

Kanun Teklifi m.7 ile 2577 sayılı İYUK Ek m.1’deki “ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır hükmü “istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde davanın açıldığı tarihteki parasal sınır esas alınırşeklinde değiştirilerek Anayasa Mahkemesi tarafından iki kez iptal edilen hüküm doğru yolu bulmuş olacaktır.

Murat Batı kimdir? 

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. 

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

"Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Trafik cezalarında gözden kaçan husus

EDS kurulumu nedeniyle kesilecek trafik para cezalarının yatırım maliyetini karşılayacak düzeye kadar yüzde 30’u, sonrasında yüzde 15’i hizmet bedeli adı altında belediye ve dolayısıyla da şirketlere aktarılması bazı sorulara gebedir

Boğazda tek yalı fiyatı kadar değerli konut vergisi tahsilatı…

2025 yılında değerli konutlardan hedeflenen gelir beklentisi 165 milyon liradır, Boğazda tek yalı fiyatı kadar yani anlayacağınız

Çalışanlar bu yıl yaklaşık 11 milyar lira fazladan gelir vergisi verecek

Yaklaşık 7,5 milyon asgari ücretli var. Kalanının ise asgari ücret üstü ücret aldığını varsayarsak; 737 lirayı asgari ücretin üstünde ücret elde eden kişi sayısıyla çarptığımızda 2025 yılında yaklaşık 11 milyar lira fazladan gelir vergisi alınmış olacaktır

"
"